Share This Article
İş dünyasında büyük bir değişim rüzgarı esiyor. Amazon, pandemi döneminde yaygınlaşan uzaktan çalışma modelini sonlandırarak, çalışanlarını tam zamanlı olarak ofise çağırıyor. Bu radikal karar, sadece Amazon’u değil, tüm iş dünyasını etkileyebilecek potansiyele sahip. Peki, neler oluyor? Bu kararın arkasında hangi gerekçeler var?
Amazon’un CEO’su Andy Jassy, çalışanlara gönderdiği bir memo ile bu önemli değişikliği duyurdu. Jassy, “Covid öncesindeki çalışma düzenimize geri dönme kararı aldık” diyerek, yeni politikanın Ocak ayından itibaren yürürlüğe gireceğini belirtti. Bu hamlenin gerekçesi olarak, çalışanların “daha iyi icat yapabilmeleri, iş birliği kurabilmeleri ve birbirleriyle yeterince bağlantılı olabilmeleri” gösterildi.
Bu karar, Amazon içinde gerilimlere yol açabilir. Zira şirket, daha önce haftada iki gün evden çalışmaya izin veriyordu. Geçtiğimiz yıl, şirketin Seattle’daki genel merkezinde çalışanlar, tam zamanlı uzaktan çalışma izninin sıkılaştırılmasına karşı bir protesto düzenlemişlerdi. Amazon’un protestoyu organize eden çalışanı işten çıkarması, haksız misilleme iddiaları ile sonuçlanmış ve konu iş mahkemelerine taşınmıştı.
Jassy, pazartesi günü yaptığı açıklamada, Amazon’un kurumsal kültürünün esnek çalışma ve aşırı bürokratik katmanlar nedeniyle zayıfladığından endişe duyduğunu belirtti. Bu endişeyi gidermek için “bürokrasi posta kutusu” adını verdiği bir sistem kurduklarını ve yöneticilerin daha fazla kişiyi denetlemesini istediklerini açıkladı. Amazon, bu değişikliklerin iş kayıplarına yol açabileceğini de kabul etti.
Yeni politika kapsamında, ABD’deki ofislerde sıcak masa (hot-desking) uygulamasına geçileceği de duyuruldu. Şirket, çalışanların olağanüstü durumlarda (örneğin, çocuklarının hastalanması veya evde acil bir durum olması gibi) evden çalışabileceklerini, ancak bunun dışında ofiste olmalarının beklendiğini vurguladı.
Bu karar, İngiltere hükümetinin yaklaşımı ile tezat oluşturuyor. İngiltere, gelecek ay yayımlanacak yeni bir istihdam hakları yasasıyla, esnek çalışmayı varsayılan bir hak haline getirmeyi planlıyor. İşçi Partisi’nden Jonathan Reynolds, hükümetin “presenteeism kültürünü” (işyerinde fiziksel olarak bulunma zorunluluğu) sona erdirmek istediğini ve evden çalışmanın “gerçek ekonomik faydaları” olduğunu savunuyor.
Pandemi sırasında zirve yapan uzaktan çalışma, 2022’den itibaren azalmaya başladı. Ancak ofise dönüş hala tam anlamıyla gerçekleşmedi. Bu yaz yapılan bir araştırmaya göre, ABD’deki tam zamanlı çalışanların yaklaşık %12’si tamamen uzaktan çalışırken, %27’si hibrit çalışma politikalarına tabi.
JP Morgan’ın CEO’su Jamie Dimon gibi banka yöneticileri, uzaktan çalışmaya en çok eleştiri getiren ve tam zamanlı ofis katılımı talep eden isimler arasında yer alıyor. Ancak bu tutum diğer sektörlere de yayılıyor. UPS ve Dell gibi şirketler de bu yıl çalışanlarını tam zamanlı olarak ofise geri çağırdı.
Stanford Üniversitesi’nden Profesör Nicholas Bloom, bu duyuruların daha geniş bir iş politikası değişiminin işareti olmadığını düşünüyor. Bloom, verilerine göre ofiste geçirilen zamanın bir yıldan uzun süredir oldukça istikrarlı olduğunu belirtiyor ve “Evden çalışmayı iptal eden her yüksek profilli şirket için, bunu genişleten başkaları var – sadece medyada yer almıyorlar” diyor.
Amazon’un bu kararı, iş dünyasında yeni bir tartışmayı alevlendiriyor: Uzaktan çalışma mı, yoksa ofiste çalışma mı daha verimli? Önümüzdeki dönemde, diğer büyük şirketlerin de benzer kararlar alıp almayacağını göreceğiz. Bu gelişmeler, sadece çalışma hayatını değil, şehir merkezlerini, ulaşım sistemlerini ve hatta konut piyasalarını bile etkileyebilir. İş dünyası, yeni bir dönüşümün eşiğinde gibi görünüyor.